6 Şubat depremleri ile hayatını kaybedenlere yeniden Allahtan rahmet diler, geride bıraktıklarına sabırlar dileriz.
Bahse konu depremler her ne kadar doğal afet olarak bilinse de ilgili herkesin görevini layiki ile yerine getirmiş olduğu bir süreçte can kayıplarının minimize edileceği bilinmektedir. Bu sebeple; yapı denetimden Belediye Başkanlarına ve diğer tüm ilgililerin mahkeme önünde hesap vermesi ve ilgili cezaları alması ile her ne kadar gidenler geri gelmeyecek olsa da, geride kalanların bir nebzede olsa yüklerinin hafifleyeceği düşüncesi ile cezai ve hukuki sorumluluklara dair yargı süreçlerinin peşini bırakmamanızı istiyoruz.
İşbu yazı devamında ceza mahkemelerine yönelik ilgililer hakkında yapılacak şikâyetler ve akabinde adli sürecin devamına ilişkin emsal kararları şifresiz olarak paylaşıyoruz. (ilerleyen tarihlerde ilgililerin hukuki sorumluluklarına dair derleme kararları da sunacağız)
KARARLAR;
Yargıtay 12. Ceza Dairesi Esas : 2020/12133 Karar : 2022/10714 Tarih : 27.12.2022 Sayılı içtihatında özetle; "Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK'nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, yürürlükteki kurallara uygun bir inşaat yaptırmak bakımından dikkat ve özeni göstermeyen, binadaki malzeme ve donatı yetersizliklerini denetlemeyen, bu nedenle birinci derece deprem bölgesinde bulunan ... Apartmanının tamamen çökmesine ve 43 kişinin göçük altında kalarak ölmesine asli kusurlu olarak neden olan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, ... ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekir." denilmiştir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi Esas : 2020/11701 Karar : 2022/9939 Tarih : 13.12.2022 Sayılı içtihatında özetle; "Belediyeler veya valiliklerce ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir. Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden itibaren onbeş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç onbeş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.” hükmüne aykırı davrandığı; binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, beton içerisinde standart dışı agregaların mevcut olduğu, kolon boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar göründüğü, malzeme kalitesinde, binanın proje ve yapım aşamasında yetersizlikler olması ve statik hesap raporu, elektrik tesisat projeleri ile zemin etüt raporu olmadan binaya ruhsat verilmesi, zemin raporu ve statik raporları olmayan ruhsatlara binaen inşa edilmesi sonucu binanın meydana gelen deprem nedeni ile yıkılmasında, sanık ...'ın objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olmasına rağmen, İmar Kanununa, 1975 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve dönem itibariyle bilim ve fennin gerektirdiği teknik şartlara aykırı davrandığı, üzerine düşen dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, mevcut sonucun gerçekleşmesinde etkili olduğu, bu nedenle meydana gelen ölümler bakımından sanık ...'ın eyleminin bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturacağı gözetilmelidir." denilmiştir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi Esas : 2020/4477 Karar : 2022/1492 Tarih : 01.03.2022 Sayılı içtihatında özetle; "Deprem sırasında zemin ve 4 normal olmak üzere toplam 5 kattan oluşan ... apartmanının tamamen çökmesi sonucu çoğu kuran kursu öğrencileri (14 öğrenci ve 1 aşçı) olmak üzere toplam 20 kişinin öldüğü, şikayetçi olmayan birçok kişinin de yaralandığı olayda; dosyada sunulan belgeler ve bilirkişi raporlarında, çöken binanın zemin sınıfı Z3, deprem bölgesi 1. derece olarak belirlenmiştir. Binanın meydana gelen deprem nedeniyle yıkılmasında, sanıkların özen yükümlülüklerine uymayarak mevcut sonucun gerçekleşmesinde etkili olması nedeniyle; meydana gelen ölümler bakımından sanıkların eylemi bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturur." denilmiştir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi Esas : 2020/10601 Karar : 2022/9369 Tarih : 01.12.2022 Sayılı içtihatında özetle; "Dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporları, yapılan inceleme, değerlendirme ve deliller neticesinde; 2.derece deprem bölgesinde yer alan Apartmanının taşıyıcı elemanların donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, binada projelendirme, yapım ve ... bitimi aşamalarında Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik ve İmar Kanunu esaslarına yeterince uyulmadığının belirlendiği, bina sahibinin suç tarihinden önce vefat ettiğinin anlaşıldığı, binanın yapıldığı tarihte Belediye Başkanı olan sanıklar hakkında, 4483 sayılı Yasa uyarınca soruşturma izni talebinde bulunulduğu, İçişleri Bakanı kararıyla soruşturma izni verildiği, Danıştay'a yapılan itirazın reddedildiği, dolayısıyla soruşturma izni verilmesi kararının kesinleştiği anlaşılmakla yapılan incelemede, mahkemece bina sahibi ve müteahhidi ...'in Belediyeye herhangi bir başvurusunun olup olmadığı hususlarına ilişkin araştırma yapıldıktan sonra, başvurusunun bulunmadığının tespiti halinde suçun görevi kötüye kullanma kapsamına gireceği, başvuru yapılmış olduğunun tespiti halinde ise taksirle öldürme suçu bakımından değerlendirme yapılarak sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekir." denilmiştir.
Yargıtay 13. Ceza Dairesi Esas : 2020/10601 Karar : 2022/9369 Tarih : 01.12.2022 Sayılı içtihatında özetle; "Davacılar iki çocuklarının vefatı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmek zorundadır. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat nede cezadır, aksine olarak zarara uğrayanda bir kusur duygusunu doğurmaktadır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Miktarın belirlenmesinde ise her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartlar bulunacağı kuşkusuzdur. O halde hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Mahkemenin değinilen bu yönleri gözeterek daha uygun bir tazminata karar vermesi gerekir." denilmiştir.
Yargıtay 12. Ceza DairesiEsas : 2020/3974 Karar : 2022/4602 Tarih : 13.06.2022 Sayılı içtihatında özetle; "10.2011 tarihinde 13:41 sıralarında, merkez üssü Kasımoğlu Köyü civarı olan değeri değişik kuruluşlara göre 7,1 ile 7,3 arasında değişen, odak derinliği 19,02 km olan depremin meydana gelmesi üzerine, Salihiye Mahallesi 58 ada 4 parselde bulunan Gürbüz Apartmanının yıkılması ve çökmesi sonucu altı kişinin göçüğe (depreme) bağlı olarak öldüğü olayda; taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK'nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, yürürlükteki kurallara uygun bir inşaat yaptırmak bakımından dikkat ve özeni göstermeyen, binadaki malzeme ve donatı yetersizliklerini denetlemeyen, bu nedenle birinci derecede deprem bölgesinde bulunan Gürbüz apartmanının tamamen çökmesine ve 6 kişinin göçük altında kalarak ölmesine asli kusurlu olarak neden olan sanık ... ve sanık ... hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekir." denilmiştir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi Esas : 2020/4551 Karar : 2022/4600 Tarih : 13.06.2022 Sayılı içtihatında özetle; "Depremin meydana gelmesi üzerine, söz konusu depremin yıkılması ve çökmesi sonucu ölenlerin depreme bağlı olarak hayatlarını kaybettiklerinin tespit edildiği, bilirkişi raporları, yapılan inceleme, değerlendirme ve elde edilen bulgular neticesinde; 1. derece deprem bölgesinde yer alan ... Apartmanının taşıyıcı elemanların donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, binada projelendirme, yapım ve iş bitimi aşamalarında Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik ve İmar Kanunu esaslarına yeterince uyulmadığının belirlendiği olayda, 3194 sayılı İmar Kanunun “Ruhsat alma şartları” başlıklı 22. maddesi hükmüne aykırı davrandıkları, objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olmalarına rağmen, mevzuat hükümlerine ve dönem itibariyle bilim ve fennin gerektirdiği teknik şartlara aykırı davranarak mevcut sonucun gerçekleşmesinde etkili oldukları anlaşılan sanıklar ... ve ...'nun, meydana gelen ölümler bakımından eylemlerinin bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, görevi kötüye kullanma suçu bakımından değerlendirme yapılarak, suçun zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile düşme kararları verilmesi kanuna aykırıdır." denilmiştir.